8 Eylül 2016 Perşembe

Önsöz

Her şey hislerin karışmasıyla başladı. Gözlerin duyması, kulakların görmesi ve dudakların utanması. Tüyleri diken diken o bilindik anılar, hepsi birden karşıma geçti ve sorguladı beni sanki. Gözyaşları, kahkahalar, çılgınca koşulan o çocukluk anıları... Hepsini birden nasıl alabilirdi ki insan yüreğine? Sonra nasıl dönerdim evime, arkadaşlarıma, nasıl bakardım sevdiğimin gözlerine?
Baktım.

Umursamadım aslında, gözlerimi diktim gökyüzüne ve hayal ettim. Ne zaman olacaktı hepsi, ne zaman "oldu" diyebileceğim? Herkes ağlarken aşk filmlerinde, ben hayallerimi düşünerek ağladım; yıldızlar arasında. Sonra yalnız bıraktım kendimi.Taktım kulaklığımı, açtım yolculuk müziklerimi ve yürümeye başladım karanlıkta. Her zaman yolculuk müzikleri dinlerim, hayat bir yolculuk değil midir? Ara sıra insan içine karıştım. Kimi zaman duyduklarımı uzaklaştırdım kendimden, kimi zaman bilerek ışığa baktım uzunca ve yaşarttım gözlerimi. İnsan rahatlama ihtiyacı duyar, buydu sebebi. Bekle, bekle, nereye kadar? Bir adım atmalıydım hayatta, okunmayan onlarca kitap sanki her sabah bana küfrediyordu, yazılamayan kodlar aynı şekilde. Siz hiç her gün aynı yaşadığınız için kendinizden nefret ettiniz mi? Ben ettim. Dizilere verdim kendimi, sıkıcı hayatımdan onlara sığındım.Yalan yok, eğlendim çoğunda ama ben değildim bu. Bir zaman birkaç bardak içtim, belki bir şeylere cevap bulurum da uzaklaşırım her şeyden dedim. Boğazımı yaktığı gibi zihnimi de yaksın istedim.
Yakmadı.

-İşler güzel giderse buraya bir paragraf yazacağım ama şimdilik geçiyorum.-

Gökkuşakları siz neyi hatırlatır? Bana çocukluğumu hatırlatıyor. Neredeyse her fotoğrafta gülen sarışın mavi gözlü çocuğu. Keşke öyle kalsaymışım diyorum bazen. Ne garip, küçükken hissettiğim neredeyse her şeyi hatırlıyorum, ne kadar çok büyümek istediğimi hala biliyorum. Ne değişti büyüyünce? Ayrıca, büyüdüm mü?
Bu kadar ego yeter, dönüşü olmayan bir yoldayız. Herneyse, ülkenin en güneyinde ufak bir sınır şehrinde "bir gün bir şeyleri değiştireceğimi düşünerek" doğdum. Belki de bu yola sonradan girdim, önemi yok. Ne değişti?
Değişmedi.

Hala aynı şeyleri istiyorum, içten içe hep reddettiğim atasözlerimizi doğrulamaya başladım. İnsan tecrübe edinmeden tecrübenin değerini anlamıyor. Bir gün hesaplaştığımda kendimle, yazdığımın ilk bölümü bu olsun, küçümseyeyim kendimi.
    -1-