13 Kasım 2024 Çarşamba

Hoşluk

(Image: DALL-E)

Desiderus Erasmus, Deliliğe Övgü kitabında şunu söylüyordu: "Rica ederim bana söyleyiniz, insan kendinden nefret ederse, birini sevebilir mi? Kendi kalbi ile barışık olmazsa başkalarıyla iyi geçinebilir mi? Kendi varlığından canı sıkkın ve yorgun ise topluluğa hoşluk getirebilir mi? Bu soruların hepsine evetle cevap vermek için, deliliğin kendinden daha deli olmak lazımdır."

İnsan ne koşullarda kendinden nefret edebilir ki? Neyi yanlış yapsa, neyi görmese veya görmezden gelse mümkün olabilir bu? Tüm bu yaşanmışlığın ardında, öyle ya da böyle kendimden hiç nefret etmedim. Böyle yetiştirilmedim çünkü, ama böyle de yetiştirmedim kendimi. Çünkü bilirsiniz, insan yetiştirildiğinden çok kendini yetiştirir. Tıpkı inatçı bir çiçek gibidir, istemezse nerde olursa olsun ortama pek de ayak uyduramayanlardan. Kendimden nefret etmeyi hep kendime saygısızlık olarak gördüm, bu yüzden hep neşe saçmaya çalıştım, bu yüzden biraz deli olmaya çalıştım. Her şeyden kaçamadım elbette ancak bu dünyaya "hoşluk" getirmek için kendi çevremi düzenlemeyi başardım, gibi. İnsana başarı duygusu da bir anda geliyor zaten, yıllar boyu çalışsan da, motivasyon bazen hiç beklemediğin şeylere bağlı oluyor. Yaptıklarından gurur duymak için belki de bahane ararken çıkıyor karşına o şans.

Peki ya her şey birbirine bağlı mı, bir yerde bitecek mi bu arayışımız, yoksa eninde sonunda Nietzsche gibi "Beni anlamıyorlar. Ben, bu kulaklara göre ağız değilim." diye diye delirecek miyiz. Geçenlerde yine nehir kenarında yürürken, yürümeyi ne çok sevdiğimi anımsadım açık havada, bunun zihnimi de açtığını. Sonra yalnız değilmişim dedim, böyle bir kitap vardı. Açtım Yürümenin Felsefesi kitabını, okudum. Nietzsche'nin Kara Ormanlarda yaptığı mesai gibi yürüyüşleri, Rimbaud'un bitmek bilmeyen, kendinden kaçışı gibi yürüyüşlerini okudum. Ve karar verdim, ben de yürüyebildiğim kadar yürüyeceğim. Düşünebildiğim kadar düşüneceğim ve her zaman sevdiğim şeyleri yapacağım, sevdiğim insanlarla olacağım. Çünkü her zaman inandığım şudur ki, kendi varlığımla, kendi bakış açımla hoşluk kattığım bu dünyanın önemli bir parçasıyım, yolculuk devam ediyor. 



1 yorum:

  1. Yine harika yazmışsın. Sen hayatımıza hep hoşluk kattın ve katıyorsun. İyi ki varsın...

    YanıtlaSil