8 Eylül 2017 Cuma

Sudaki Yansımalar




Sudaki yansımalara baktım bugün ve üstüne düşünme fırsatım oldu. Fakat boş kaldı tüm fikirlerim,sonuca varamadım. Hiçbirine destek bulamadım kendi tarafımdan ve çatıştım. Suya mı girmek istedim yoksa büyükçe bir taş alıp bozmak mı istedim tüm o yansımaları? En son karar veriyim dedim, taş atacaktım bir büyük. Suya bakanların hayallerini dağıtacaktım. Sonra ben kimim ki dedim hayal bozabileyim? Üstelik taşın büyük veya küçük olması fark etmiyordu. Hayal bozmak için, yansımayı kırmak için herhangi biri yetiyordu. O halde bir küçük açsam da, pardon bir küçük atsam da yeterdi. İçimdeki tartışma alevlendikçe ben de alevlendim. Sonra kararım değişti, suya girip serinleyeyim bari dedim, fakat o da ne! "Suya girilmesi tehlikeli ve yasaktır." yazmış belediye. Belki de gerçekten tehlikelidir, eğer öyleyse benim canımı benden çok düşünenler de varmış, hafifçe gülümsedim kendi kendime. Dur, yoksa, ölmeyin bir de sizinle mi uğraşacağız demek için mi yazmışlar acaba? Bir de ikinci seçenek var dedim sonra. Belediye, suya girip mutlu olup hayal kurmamı engellemek istiyor. Hem suya girince yansımayı bozarmışım. Niye bu suyun, bu yansımaların tek amacı hayaller mi? Gördüğümüz gerçek şeyleri bile hep hayallerimizle bağdaştırıyoruz. Yaşamak için pek de iyi bir yol olmasa gerek bu. Yoksa yolda kulaklığınızı takmış hayal kurarak yürürken ansızın bir otomobil çarpabilir size. Bakın, ölmek için güzel bir yolmuş aslında hayaller. Veya son dinlediğiniz şarkının siz yerde yatarken kulaklığınızdan çalmaya devam etmesi gibi, bu da bir seçim aslında.

Her şeyi bir yana düşünecek olursak bir nefes alalım önce, rahatlayalım. Nasıl yapıyorlar o eğitimlerde? Doğru nefes almak diyorlar adına da, sanki doğduğumdan beri yaptığım bir şey için eğitim almaya ihtiyacım varmış gibi.Oldu olacak yürümeyi de öğretsinler baştan, belki daha fazla para kazanırlar, para da önemli çünkü. Doğru ya da yanlış, bir nefes alalım ve suyun yansımalarına tekrar bakalım. Ya da boş verelim suyu kafamızı kaldırıp gökyüzüne bakalım. Aslında hep gökyüzüne bakarım da ben, bugün niyeyse suya bakasım geldi uzun uzun, belki de çatışma istedim içimde, kaos istedim. Öyle veya böyle, belediye ve insanlar arasında kargaşa çıkardıktan sonra gitmeyi düşünüyorum. İsteyen de istediği hayali kursun canım, banane! Hatta isteyen hayatının son anlarını bir kuş gibi süzülerek de geçirebilir. Gerçi kimi kandırıyoruz, gören de yerçekimi, aerodinamik bilmiyoruz sanacak. Güldüm kendime kısa bir süre, bildiğin düşüyor adam güzelleme yapmaya ne gerek var? Keşke kimse düşmese, keşke uçsak. Ben hep uçmak isterdim, ama kanatsız. Sanırım cidden aerodinamik bilmiyormuşum. Ama kanatlarımız olsa nasıl rahat uçacaktık bu kadar insan? Yürürken bile çarpışıyor insanlar. Düşünsenize sokakta birine çarpıyorsunuz ve düşüp ölüyorsunuz ikiniz de. Hayat ne garip olurdu.. Dur bir dakika, hayat zaten garip değil mi?
-Garip.
-Eee?
-Bundan bize ne?
Biz suya bakmaya devam edelim şimdilik,
gerisi gelir, daima gelmiştir.