tüm o kuş sesleri içinde ağlamaklı olan mavi gökyüzüne bir bakışım var,
onların ötesinde tüm olanlardan bir haber yeşil elmalar varmış
öyle dediler.
salkım salkım üzümler varmış, şarap olacaklarmış
öyle dediler.
tüm bunların bir masal olması gerektiğine dair epey düşüncelerim var üstelik,
ama ne kanıtlayabiliyorum ne kendimi ikna edebiliyorum
gözlerimi kapatıyorum.
müziğin zihnimde ahenkle dans etmesi gibi
bir dumandan diğer dumana değişen entropi aşklarım var benim
renkli renkli, kimi zaman yavru bir güvercin kadar masum
kimi zaman hiç bilmediğim galaksiler kadar sessiz.
her şey saatli bomba gibi olsa da sürekli artıyor entropi
her zaman artmaz mı zaten?
her zaman artar.
daha bir gerilimli, finalinde ne olduğu belli olmayan kara mizah filmi gibi
limoni bir kokuya karşılık çaresizlik
ve pencereler var önümde çok anılar biriktirdiğim.
hangi sis saklayabilir gerçeğin kendisini
yoksa insan kendi gerçekliğinden kaçabilir mi
kaçarsa ne kadar kaçabilir, nereye kadar koşabilir bir odanın içinde
uçan araçlar yapmalıydık, mutluluğa koşmalıydık, yerden yüksek oynamalıydık
portakal çiçeklerini koklamalı, bilmediğimiz şehirlerin sokaklarında öpüşmeliydik.
yapılacak çok iş, güzel uyanacak sabahlar var.
bilmediğimiz bu karanlık sis elbet dağılır,
yeniden okyanuslara koşma planları yapmalı.
Samsun, Karantina.
29.03.2020
Müzik: Martin Kohlstedt - VET