27 Haziran 2013 Perşembe

Kırılma Noktası

  Her şeyin sizi sıkmaya başladığı o kırılma noktası vardır.Birkaç olay olur, kendinizi tutarsınız.Daha ne kadar dayanabileceğinizi test etmek istersiniz.Her şey üst üste gelse bile kaçmak istersiniz sorunlarınızdan.İşaretler ararsınız dünyadan, arkadaşlarınızdan, belki de Tanrı'dan..

  Tüm bu sabır, bir seviyeye gelince dayanamazsınız artık.Her şey; eski anılarınız, yeni sorunlarınız, hüzünleriniz, aşklarınız, sizi terk edenler, aldatanlar başarısızlıklarınız bir anda karşınıza çıkıverir.Kaybettiğiniz tüm o savaşların galipleri, birleşip size karşı olurlar. Gözleriniz dolar, elleriniz titrer.Ne kadar umutsuz olduğunuzu düşünürsünüz.Bir ayna vardır karşınızda.Size kim olduğunuzu gösteren.Kırılma noktasında kırılabilecek bir aynada kırılmış ruhunuza bakarsınız korkusuzca. Sizi öldürmeyen şeyin güçlendirdiği sözüne güvenirsiniz.Kelimeler güvenilmezdir oysa, herkes söyleyebilir... Çığlık atmak, ya da sessizce oturmak. Karar sizin, her
şeyi karşınıza aldığınız gibi yepyeni bir sayfa açmak zorunda olduğunuzu bilirsiniz.Asla size bir işaret gelmeyecektir.Asla hayatınız bir anda değişmeyecek, asla pazartesi başladığınız o değişimi tamamlayamayacaksınız.

‎"Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin. 
Şimdi başla! 
Şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla... "
                                                         *Aldous Huxley 

  Madem kırıldınız, madem ki farkına vardınız hayatınızın, o halde kendinize gelmek zorundasınız. Doğru zamanı ya da işareti beklemeyin. Kelimelerin anlamsız olduğu dünyadan realizme dönün ve gerektiği yerde gerektiği harfleri bir araya getirmeye bakın. Üst üste gelen kırılma noktasını alın, değiştirin ve bir milat yapın..
Siz, başarabilirsiniz !



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder