9 Mayıs 2015 Cumartesi

Özgürlük Şarkıları


(Fotoğraf: Joel Robinson)


Kuşları düşündüm geçenlerde özgürlük şarkıları çalarken
ve yürüdüm herkes gibi
Binaların çatılarında, ara sokaklarda arandım
Kıpkızıl güneşi düşündüm sonra ağıtlar yakarken
ve ağladım herkes gibi
Zihnimin karanlık köşelerinde bir gram zehir aradım.

Yaşamın doruk noktasındaki o bilindik kokuları bilirim
Umutsuzluğun olduğu o meçhul an var ya..
Umutsuzluk nedir ki, bir damla suyun istediği denizlere varamamaması mı?
yoksa aşkın sağduyusuna kapılıp yeryüzünü izlemek mi dalgın bakışlarla...

Neden yeryüzünü izler ki insan gökyüzü varken?

Yavaş adımlarla benliğime yürüdüm geçenlerde özgürlük şarkıları çalarken
Kendini bulmak savaşına katıldım herkes gibi
Kimi zaman uzaya gitti aklım, kimi zaman dünyanın çekirdeğine
yaşadığı yeri sevmek böyle bir şey olsa gerek dedim
Ardından dans ettim gölgemle kimseler görmez iken
Faili meçhul halde hırsımı öldürdüm
ve şarkılarını çaldım özgürlüğün.





1 yorum:

  1. Neden yeryüzünü izler ki insan gökyüzü varken?

    Belkide başını kaldırmak zor gelir insana. Çünkü beynine doldurduğu bilgilerle mutlu olamayı seçmiştir. Ama bir çocuk öyle mi? Çocukken böyle miydik? Hep geçmişe özlem duyuyorum çünkü bende bir zamanlar gökyüzünü izlerdim ama artık yeryüzünü izlememek zorunda bırakıldım. Yada belki de ben seçtim. Ama insanlar geçmişten geleceğe bir şeyler için zorunlu bırakılıyor. Evine ekmek götüremeyen insan neden gökyüzünü izlesin ki? Ama o insanın çocuğu aç olsa da hep gökyüzünü izler bir bakıma hayalleri de hep gökyüzündedir. Babası da onun kahramanı. Belki de ilk aşkı.
    Entüisyonizme göre insan doğduğu anda bilgisizdir. Duygular çeşitli olayları kavramamızı sağlar der Bergson. Peki insanlara duygularıyla deneyim yapabileceği zaman tanınmış mıdır? Yoksa başkalarının deneyimlerimidir üstüne bir şeyler eklediklerimiz. Ama çocuklar böyle midir? Büyümeseydik bizde hala gökyüzüne bakıyor olurduk belki de. Belki büyümeseydik duygularımızla hareket ederdik. Gitmek istediğimiz yere gider istediğimizi söyler asla pes etmez asla yalan söylemez hep saf temiz kalırdık.

    Mesela bir çocuk düşünün sizi sonsuz sevgiyle seviyor tıpkı yapay zeka filminde ki çocuk gibi evet bir robot ama annesini o kadar çok seviyor ki onun için her şeyi yapabilir. Peki ya biz de böyle olsaydık? Karşılıksız sevmeye programsaydık ne olurdu dersiniz? Ama biz tam tersine programlandık. Sadece sonsuz açlık. Tek yönlü bize akan sevgi. İşte bu yüzden yerde parıltılı taş ararken gökyüzünde ki sonsuz yıldızı göremedik. Hayatımız da hep bir şeyleri kaçırdık. Ve elli yaşların bitimin de hep geriye dönmek istedik. Biz yapamadık çocuklarımız yapsın dedik. Ama yine hiç bakamadık gökyüzüne. Belki bizi buna iten geçen zamanın omzumuza yükledikleriydi.
    Ama biz hiç omzumuzu karşılıksız sevdiğimize yaslamadık. Çünkü kimseyi sevemedik hep bir şeyler bekledik. Ama tek ihtiyacımız olan...

    YanıtlaSil