15 Eylül 2012 Cumartesi

Kıskanç İnsan

Kıskançlık...En çok bilinen kavramlardan biri olmasına rağmen bazen anlamlar karıştırılabilmektedir.

Öncelikle, sevgiyle ilgili olanından bahsedelim.İnsan neden kıskanır? Çünkü insan bir şeye sahip olduğunda tamamen onun olmasını ister.Paylaşmak istemez.Çünkü bencildir insan.Duygularını köreltmiş bir şekilde hedefine odaklanır.Kendisi için ister.

Kıskançlığın temelinde iyilik yatmasına rağmen iyiliğin fazla saf hali kötülüğe dönüşmektedir.İnsan karşısındaki kişiyi fazla sevdiğinden(!) onunla olmak ister her zaman.İyilik yapmak isterken kötülük yapmış olmaktadır ve çoğunlukla fark edemez bunu insan.(İyilik Hakkındaki Eski Bir Yazım)

Nefret ve sevgi.Çok uzak görünmelerine rağmen birbirlerine çok yakın kavramlardır.Deli ile dahi kavramları gibi düşünülebilir.Dünyanın en tehlikeli iki şeyi budur: Nefret ve sevgi.İkisinin de fazlası dünyaya zarar verir.

Kıskançlığın diğer anlamı olan yerine geçme isteği konusuna gelecek olursak,

Kıskanan insan bilinçaltında kıskandığı kişiyi kahraman olarak görebilir.Arkasından konuşabilir, laf atabilir veya kavga edecek duruma dahi gelebilir. Eleştiri gizli hayranlıktır derler.Bahsettiğim konu tam da bu.Bazı insanların kapasiteleri bellidir.Doğuştan gelen açık zihinlerinin üstünü kapatmışlar, düşünmemiş,sorgulamamışlardır.Bu da kapasitelerini belli oranda düşürmüştür.Bu insanlar çoğu şeyi becerememektedirler.Beceren insanları ise beğenmemektedirler.Bir Türk atasözü der ki "Kedi, ulaşamadığı ciğere mundar dermiş." Kafalarında yarattıkları o boş dünyalarda yapamadıkları işi yapan birilerini görünce kıskanırlar.Bu da içten içe bir nefret oluşumuna yol açar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder