Konuya bir örnekle başlamak istiyorum.Siz hariç her şeyin bir anda sona erdiğini düşünün.Herkesin öldüğünü, her şeyin bittiğini. Ne hissederdiniz? Burada önemli olan duygu ve düşünceleriniz.Boşluk diyecektir bir çok kişi ya da hiçlik.Aynı şeylere benziyorlar ama aslında değiller. Bizim dilimizde ve düşüncelerimizde şöyle bir sorun var.Belki de zekamızdan kaynaklanıyor.Aslında bilemeyeceğimiz, yani olması imkansız olan şeylerden sonraki hislerimiz hakkında tahminlerimiz var.Bunlar yanlış da diyemiyoruz doğru da.Bazı fikirlerimiz kitaplardan, bazıları kıyamet filmlerinden, bazıları mahalle dedikodularından geliyor.Bir çok faklı neden de olabilir tabiki. doğduğumuzda kelimeleri başkalarından duyarak öğrenmemiz ve doğuştan gelen fikirlerin olmaması bunu kolaylaştırıyor.
Bilmediğimiz şeyden korkarız.Yani korkunun kaynağı genel olarak bilgisizliktir.Aslında bu gibi kıyamet senaryolarından korktuğumuz için beynimiz otomatik olarak düşünürken korkmaktadır (çünkü ne olacağını bilmiyoruz) Buna dayanarak bir bilinmezlik ortaya çıkabiliyor.Tahminlerimiz de boşluk, hiçlik gibi belirsiz kavramlar oluyor genellikle.Mantıklı düşünememenin bir sonucu.Aslına bakarsanız, her şey bir anda sona erse, kim mantıklı düşünebilir ki? Ya da düşünebilecek birisi kalır mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder